FARKINDALIK ZAMANI İLE ÇOCUKLARIMIZI TAMIMAYA ÇALIŞTIK...

Doç. Dr. Elmaziye Temiz Töre: “Çocuklarımızı tanımaya çalışıyoruz”

 

Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği ve Türkiye’den Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile birlikte düzenledikleri Anne babalar çocuğunuzu ne kadar tanıyorsunuz” konulu konferans, 15.02.2020 günü, Rodop ilinin Yassıköy Belediyesine bağlı Büyük Müsellim- Mega Pisto köyündeki Büyük Müsellim Köyü Kültür ve Folklor Derneği’nde gerçekleşti. Konferansa konuşmacı olarak Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesinden Doç. Dr. Elmaziye Temiz Töre katıldı.

Etkinliğe; Büyük Müsellim Köyü Kültür ve Folklor Derneği Başkan Yardımcısı Vildan Yaşar, Derneğin G. Sekreteri Ramadan Abdurrahman ve Y.K. Üyesi Hatice Hüseyin’in yanı sıra köyden bayanlar katıldı.

“Çocuklarımızı ne kadar tanıyoruz. İnsanoğlu çok genellemeci yapıya sahip. Kız veya erkek olsun her çocuğu değerlendirmeye kalkıyor. Oysa ki her insan birbirinden farklıdır.” Sözleriyle konuşmasına başlayan Doç. Dr. Elmaziye Temiz Töre, “Okumamış olan büyüklerimiz de bunu bilirler ve “beş parmağın beşi de bir değildir” derler. Kaldı ki aynı anne babanın çocukları arasında bile fark var. Ne yönden farklılıklar var? Hem benzemekteyiz, hem de benzememekteyiz. Zeka yönünden de hem benzeriz, hem de benzemeyiz. Öğrenme alanlarımız birbirinden farklı. Kimi çocuk dinleyerek öğrenebiliyor. Kimi çocuğun da dinleme yanında tahtayı da görmeye ihtiyacı var. Kimi çocuğun evde daha fazla tekrara ihtiyacı var. Bu demek değildir ki evde tekrar yapan çocuk zekaca daha geridedir.   Herkesin öğrenme biçimi ve yetenek alanı farklıdır. Bunlara psikolojide bizlerin bireysel farklılıkları deniyor. Her birey diğerinden farklıdır, aynı değildir; aynı yaş grubunda veya aynı cinsiyetten olsalar da.

ÇEVRE ŞARTLARININ DA ETKİSİ VAR

Genetik potansiyel yanında çevre şartlarının da etkisi var. Beş yıl önce aynı anne-babanın görüştüğü, etkileştiği, konuştuğu ve sahip olduğu teknolojik imkanlarla yetiştirdiği çocukla, yeni bir çocukları var. Bunu yetiştirirken elbette tecrübe de var. Yeni çocuklarını yetiştirirken yaklaşımlarında nispeten değişme vardır.

ÇOCUKLARA NE KADAR ULAŞABİLİYORUZ?

Sorun aslında insanın kendine ulaşabilmesidir. Birbirimizi farklılıklarımızla kabul etme, konuşmaya ve belli becerileri kazandırmaya çalışmak aslında yetişkinler için de söz konusudur. Bazı insanlara bir iki defa söylersiniz yine olmaz. Oysa biri bakıştan bile anlar. Bu durum anlama, kavrama ve idrak yönünden de farklıdır.

Bilimsel olarak bunların farkındayız ve çocuklarımızı tanımaya çalışıyoruz. Bu kesinkes amacımıza ulaştığımız anlamına da gelmiyor. Amma ulaşmışsak, bunu hedef edindiğimiz için yapmışızdır.

İnsanın öğrenmesi hayat boyu devam ediyor. İnsan öğrenebilme ve değişebilme özelliğine sahip bir varlıktır. O halde ondan umudu kesmemek lazımdır.” Görüşlerine yer verdi.

KAYNAK: www.rodopruzgari.com