MÜMİN TAHSİNOĞLU

MÜMİN  TAHSİNOĞLU

1939-.........


Büyük Müsellim’de doğan, yedi çocuklu ailenin 3. çocuğudur. Babası Tahsin Yusufoğlu, annesi Emine Hanım’dır. Evli ve iki kız çocuğu (Sebahat ve Nebahat) babasıdır. Halen köyümüzde ikamet etmektedir. Ellibeş yıl berberlik, altmış yıl da kahvehane işletmecisi olarak köyümüzde hizmet vermiştir. Köye ilk televizyon, jumbox, motosiklet ve pikap onun sayesinde gelmiştir. Milli bayramlarda ilk trampet çalan kişidir.  Ödüllü at yarışlarında ödüller kazanmıştır. Aynı zamanda helvacı ustasıdır. 1953 yıllarında Cami de açık artırmayla Ramazan Davulculuğu yapıp bu geleneğin başlamasına vesile olmuştur.

 

KİŞİDEN GEÇEN MANİLER

 

 
Besmele ile çıktım yola
Nur saçıldı sağa sola
A benim saadetli efendim
Bayram Şerifiniz Mübarek ola....

 

Selam verdim aldınız mı?
Şahsımı tanıdınız mı?
11 ayın bir sultanı
Fedai gibi gezeni bildiniz mi?

 

İşte geldim iklim büklüm
Sırtımdaki davuldur yüküm
A benim saadetli efendim
Verin bahşişimi, hafiflesin yüküm

 

Bayram bayram derdiniz
Şükür muradınıza erdiniz
Buna da bayram günü derler
Nedir davulcuya verginiz

 

Davulumun üstü kaytan
Üzerimde kalmadı mintan
Verin benim bahşişimi ağalar, beyler
Alayım sırtıma mintan


Aldım bahşişimi giderim
Gezdim yerlere kadar
sizin meytinizi ederim
Allaha ısmarladık sizi
duadan unutmayın bizi
ileriye sağ olursam
yine uyandırırım sizi...



Eski Camii direk ister
Söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur ama
Arkadaşımın canı börek ister...



Davulumun üstü kırmızı
Dün akşam gördüm yıldızı
Arkadaşımı sorarsanız
Cami de kilim hırsızı...



Ayın buynuzları denize bakar
Derya deniz sular akar
Pişmiş paçanın balları akar
Kalkın Ağalar Beyler
Sahurda bereket akar



Eski Camiinin penceresi
Kuyuların gecelesi
Kalkın Ağalar Beyler
Yandı pilav tenceresi...

İşte geldim koşa koşa
Ayağım kaydı boşa
Koşarken taştan taşa
Neler geldi bu garip başa...

Arnavutmusun Tatarmısın
Ekşi boza satarmısın
bir aydır kapınıza geldim
acaba bir gün oruç tutarmısın...

Zambak derki: Boyum uzun
Gelirim yazın, giderim güzün
Varmı benden alâ çiçek
Oruç bitiyor..içimi kapladı hüzün...

Çiğdem derki: Ben sarıyım
Her bir çiçeğe sevdalıyım
Varmı benden alâ çiçek
Seneye uyandırmaya yine razıyım...


Ayazın ayazına
bülbüllerin feryadına
Buyurun ağalar, muhterem beyler
bu sabah Bayram Namazına...

Karpuz kabından fenerim
onbeş günden beri gezerim
A benim muhterem efendilerim
Sizden onbeş bahşişimi isterim...

Şekerim var ezilecek
İnce bezden süzülecek
Çok eylendirmeyin beni ağalar, beyler
Çok yerim var benim gezilecek...